Boşanma ihtimalini artıran durumlar nelerdir?

Bazı ilişkiler, diğerlerinden daha iyi ilerler ve bazı çiftler, daha tatmin edici bir ilişki içerisinde uzun süre mutlu olabilirler. 1970’lerden bu yana Psikolog Dr. John Gottman ve ekibinin yaptığı uzun süreli araştırmalarda, insanların ilişkilerindeki davranışlarını anlamak için binlerce çift üzerinde çalıştılar ve laboratuvarda yapılan çalışmaların ardından bu çiftler yıllar boyu izlendi. Araştırma sonuçlarına göre, altı yıl içerisinde ayrılan çiftlerin altı benzer alışkanlığa sahip olma eğiliminde olduğu ortaya çıktı.


1- Zorlayıcı başlangıçlar

Bir konuşmanın ilk üç dakikası, o konuşmanın nasıl biteceğine dair önemli göstergeler taşır. Bu yüzden, bir konuşma nazikçe başlarsa, konuşmanın yumuşak ve olumlu bir yönde ilerlemeye devam etmesi daha olasıdır. Sert başlayan konuşmalar, genellikle her zaman sert bir şekilde biter. Konuşmaya ‘sen böylesin’, ‘her zaman’, ‘asla’ gibi ifadelerle başlamak, o konuşmanın zorlu geçeceğinin ilk işaretidir. Örneğin “asla ev işlerine yardım etmiyorsun” ya da “hep telefonunla ilgileniyorsun” dediğinizde, karşınızdakini hazırlıksız yakalayan veya tehditkar bir ses tonu kullandığınızda, bir konuşma değil, çatışma başlatmış olursunuz. Elbette duygularımız inişli çıkışlı olduğundan, her zaman doğru tonda bir konuşma yapmaya çalışmak kolay olmaz, ancak araştırmaların boşanan çiftlerde ortak gördüğü ilk nokta, böyle zor başlayan konuşmaların sıklıkla yapılıyor olmasıdır.


2- Çatışmalarda “dört atlı”nın kullanılması

John Gottman’ın “Mahşerin Dört Atlısı” olarak adlandırdığı ve kıyamet alameti olarak yorumladığı durumlar, ilişkideki sıkıntılara işaret ediyor. Gottman’ın araştırmasına göre, bu dört atlı rutin olarak kullanılıyorsa, ayrılma olasılığı çok daha artıyor. Bahsi geçen dört atlı şunlar:


Eleştiri: Partnerinizdeki karakter kusurlarını bir saldırı aracı olarak kullanırsınız.


Savunuculuk: Fazlaca savunmacı olduğumuzda, şikayetleri gerçekten duymak için bir dakika bile ayırmadan her şeyi aşırı açıklarız, haklı çıkmaya yöneliriz ve gerçeği reddederiz.


Taş Duvar: Partner konuşurken taştan bir duvara dönmek, diyaloğa girmemek ve geri çekilmek, çatışmayı çok ciddi şekilde tetikleyebilir.


Aşağılama: Aşırı yüklenmiş eleştiri, duygusal istismara dönüşebilir.


Tartışırken kaçınmanız gereken davranışlar

3- Çatışma seli

Zorlu başlangıçlar ve mahşerin dört atlısı ilişkide sürekli gündemde olduğunda, çiftler bir çatışma seli deneyimlemeye başlar ve hemen her şey bir çatışmaya dönüşebilir. Tekrar tekrar strese ve çatışmaya maruz kalmak, vücudumuzdaki stres hormonu salınımını kronik hale getirir ve bu da bizi hayatta kalma mekanizmaları olan savaşmaya, kaçmaya veya donup kalmaya sevk eder.


Bu çatışma seli molalar verilerek veya kendi kendine yatışma yöntemleri denenerek hafifletildiğinde, bu akış kronik hale gelmez ve etkileri nötralize edilebilir. Nasıl mola vereceklerini ya da kendilerini nasıl sakinleştireceklerini bilemeyen çiftlerin ilişkileri zamanla daha da mutsuz hale gelir.


4- Beden dili sorunları

İlişkilerimizde beden dili, kritik önem taşır. Biz istesek de istemesek de, partnerimiz ilişkide güvende olup olmadıklarına ve sevilip sevilmediklerine dair ipuçlarını yakalayabilmek için beden dilimizi otomatik ve sürekli olarak tarar. Birbirine kapalı ve tehditkar bir beden diline sahip olan çiftlerin ilişkilerinde çatışmalar çok sık görülür.


15 olumsuz beden dili hareketi

5- Onarmayı başaramamak

Her ilişkide sorunlar ve çatışmalar olabilir. Sağlıklı bir ilişki sürdüren çiftler, bu yıkımların üstesinden gelebilir ve ortak çaba ile sorunları iyileştirebilirler. Daha da önemlisi, durumu onarma girişimini kabul edebilirler. Boşanma yolunda olan çiftler, bir şeyleri iyileştirmekte genellikle isteksizdir ve eşlerinin onarma girişimini kabul etme olasılıkları da daha düşüktür.


6- Kötü anılara aşırı odaklanmak

İlişkide zorlanılan zamanlar elbette ki olur ancak bu zor zamanlara, kötü anılara gereğinden fazla odaklanmak, ilişkiyi tüketen şeylerden biri olacaktır. Mutlu çiftler, güzel zamanlar hakkında daha sık konuşurlar, işler zorlaştığında ise güzel zamanları hatırlayıp "bunu da atlatacağız" diyebilirler.


Referanslar:

Elizabeth Earnshaw. "6 Habits That Increase Your Odds Of Divorce, From A Marriage Therapist". Şuradan alındı: https://www.mindbodygreen.com/articles/habits-that-increase-risk-of-divorce-from-research (18.04.2022).


Boşanmaya götüren en yaygın nedenler
Evliliğinizi güzelleştirmenin 10 yolu

Genellikle insanlar küçük konulardan, özellikle de zaman içinde birikmiş küçük konulardan dolayı ayrılır. Yine de küçük ayrıntılar da büyük farklılıklar yaratabilir. İşte size evliliğinizi geliştirmenin 10 yolu...

10 1- Hatalı olduğunuzda özür dileyin ve gururu bir kenara bırakın. Eğer bir kavgada haksız olduğunuzu fark ederseniz, bunu kabullenin ve özür dileyin. Bu, yakın bir ilişki için çok büyük bir fark yaratacaktır. 2- Kavga ederken, eşinizin artık hayatınızda olmadığını hayal edin. Bir kavgayı bitirmenin en iyi yolu, o insanı kaybettiğinizi ve özlediğinizi hayal etmektir. Üzüldünüz değil mi? Göğsünüz de sıkıştı? Bu hissettiğiniz aşktır. 3- Daha çok gülün. Evliliğin en büyük sırlarından birisi budur. Birbirinizin varlığından keyif aldığınızı gösterir ve sizi güçlü kılar. 4- Haftalık toplantı yapın. Eğer çocuklarınız da varsa, haftalık toplantı gerçekten sizin için çok önemlidir. Romantik bir yemek olmasa da ilişkinize çok fazla katkısı olacaktır. 5- Seks programı yapın. Plan yapmak çok romantik olmasa da, sekssiz bir evlilik kadar kötü olamaz. 6- Küçük şeyler hakkında konuşun. Büyük konuları bir kenara bırakıp küçük konular hakkında da konuşabilirsiniz. Konuşun, konuşmaya devam ettikçe ilişkiniz güçlenecek. 7- Kendinize ait bir hayatınız olsun. Kimse, arkadaşı olmayan bir insandan hoşlanmaz. Bu yüzden hobi edinin. Arkadaş edinin. Bir hayatınız olsun! 8- Teşekkür etmeyi unutmayın. Bu doğru. Ne kadar küçük görünürse görünsün, teşekkür etmek çok önemlidir. "Bu akşam yemek hazırladığın için teşekkürler," bile çok güzel bir yaklaşımdır. 9- Bağırmayın. Kimse size kavga etmeyin demiyor. Hatta kavga bazen gereklidir. Ama bağırmayın, küfretmeyin ve seviyeyi düşürmeyin. 10- El ele tutuşun. Birbirinize öfkeden delirseniz bile, sadece dokunun. Yatakta ya da dışarıda fark etmez. Bazen en ufak bir temas bile öfkemizi azaltır.





Haber Kaynak : HTHAYAT.HABERTURK.COM

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."