PETEK DİNÇÖZ Bir süre ara verdim şimdi bir döndüm pir döndüm. Oğlum 9 yaşında artık. Anne olmak beni büyüttü.
Ekranları sahneyi çok özledim. Sahneye âşık bir kadınım. Eskiden 35 yaşına gelince bırakırım demiştim, zaman çok çabuk geçti. Hızlı ve sağlam bir dönüş yapmak gerekiyordu. Çok haksızlıklara uğradım, maalesef bu sektörde böyle şeyler çok oluyor. Beklemek ve haksızlığa uğramak içimde canavar yarattı. Bu canavarı öldürmedim, sadece terbiye ettim. O yüzden güzel ve kalıcı olmasını istediğim bir dönüş yapmak istedim. Bir yılda 10 şarkı yaptım
Ajda Pekkan idolüm. Sezen Aksu’dan çok şey öğrendim. Bana çok güzel dersler verdi. Büyüklerime hep saygılıyımdır, onların sözünü hep dinlerim.
Estetik şans işi. Şimdiki halimi daha çok beğeniyorum. 19 yaşındayken 30 yaşımdaymış gibi göstermem isteniyordu. Bir kilo makyaj, kabarık saçlar… Kimse beni bu saçla çıkaramazdı.
Assolist olarak sahneye çıktığımda, ya rezil olacaktım ya vezir olacaktım. Aynı kulvara çıktığım kıyaslandığım kişiler yıllarını vermiş bu işe. 10 sıfır geride başladım sektöre. Kendimi hep geliştirmeye çalışıyorum hâlâ. Bu sektörde kadın kadına destek değil aksine dayanışma olması sahip çıkması lazım. Hâlâ çok kıskanılıyorum. Assolist kategorisinde sahne alanlar bir elin parmağını geçmez. Fahrettin Aslan yaşasaydı da, anlatsaydı kimlerin beni kıskandığını önümü kesmeye çalıştığını. Sahne sektörü de aynı kişilerin etrafında dönüyor.
Polis olmayı çok istiyordum. Motosikletli polislere çok özeniyordum. Ama çocukken çok kiloluydum herkes benimle dalga geçiyordu. Spor çorapları bacaklarımın kalınlığından açılıyordu o derece kiloluydum. Hırs yaptım kiloları verdim, model oldum. O dönem Arzum Onan idolümdü. Kıbrıs Güzellik Yarışması’nda bir girdim, bu kız yapamaz dediler. Yapamaz dedikleri her şeyi yapmaya çalıştım. Hayatım kendimi ispatlamakla geçti.
ZEYNEP ÖZYAĞCILAR
YAPAY ZEKAYLA AŞK BAŞLADI ‘En Güzel Parçam’ isimli oyunumu yeniden sahnelemeye başladım. Bu kez her oyunda yeni bir yapay zeka sevgili ve yeni bir aşk diye bir formül geliştirdim. Her oyunda başka aktör seslendirecek, daha önce yapılmamış bir şey. Daha önce oyunu izlemiş olanlar da sevdiği aktörlerin sesini oyunda duyabilecekler. Sadi Celil Cengiz ile başlayıp İbrahim Kendirci, Salih Bademci gibi isimlerle devam edeceğim. Benim için de yeni bir keşif, farklı bir deneyim olacak. 24 Şubat’ta Akatlar’da oynayacağım.
Oyun 2042’de geçiyor. Yapay zekâ aşkıyla bir kadının kendini gerçekleştirme, kendi yeteneklerine hayatına sahip çıkma hikâyesini anlatıyorum. Yapay zekâyla aşk olacak zaten bundan kaçış yok. Arkadaşları gerçek değil diyor buna, kız da ‘ama yaşadığım gerçek, değişimim gerçek. Atan kalp gerçek değil mi’ diyor. Aşk gerçek mi illüzyon mu sorusunun cevabı da oyunun sonuna kalıyor. Gülerek başlıyoruz ama duygusal yoğunlukla bitiyor, ağlayanlar oluyor.
Ben bu yapay zekâ aşkları için 2042 demiştim ama çok ileri tahmin etmişim. Çünkü günümüzde böyle şeyler var. Yurtdışından bir arkadaşım ‘e-husband yapay zekâ kocalar’ diye bir şey attı bana. Ben 5 yıl önce yazdım ama o kadar hızlı gerçekleşti ki her şey. Yazdığım metni okuttuğum profesör ve fütürist arkadaşlarım bana 2042 çok uzak, daha yakın tarihe al demedi. Çok hızlı ilerliyor her şey.
Baba kız ilişkimiz mesleki boyuta da taşındı. Beraber proje tasarlarken, benim dramatik tarafıma çok güveniyor. Hem aşk hem iş var aramızda. Geçmişte soy ismim dolayısıyla ben de zorlandım. Anne babamın kimliğimi hiç saklamadım. Senin kimin kızı olduğunu bilmiyordum diyordu erkekler. Benim annem babam da sizinki gibi diyordum.
ECE ÖZDİKİCİ
Bir kadının birden çokhallerini anlatıyorum ‘Miss Turkey’ isimli oyunum var. Tek kişilik bir oyun ama bir kadın birden çok kadını anlatıyor. Bir aldatılma hikâyesi diye başlıyor ama hayatımızda her kadının yaşadığı anlardan parçalar taşıyor. Küçük görünen ama büyük etkileri olan olayları anlatan etkileyici bir oyun. Tiyatroda kalabalık olmayı ekiple oynamayı severdim ama bu açıdan zorlayıcı bir oyundu. Ama inanılmaz keyif aldım.
28 Şubat’ta Bursa’da 3 Mart’ta Beyoğlu’nda oynayacağım.
‘Mor Ufuklar’ filmimizle Barselona Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü almıştım. Birbirinden farklı karakterleri oynamaya çok dikkat ettim. Her oyuncu bunu ister ama kısmet olmaz bana kısmet oldu. O zaman çok daha keyif alıyorum.
İzmir Devlet Tiyatrosu’nda yardımcı oyuncular için kurs açılmış. Abimi götüreceklerdi, o istemedi, ben gitmek istedim. Genelde üniversite öğrencileri vardı en küçük bendim. Okula devamlılık şartından dolayı oraya devam edemedim. O da benim içimde ukde kaldı, kafaya tutkulu bir şekilde taktım tiyatrocu olacağım diye. Eğitime devam edenlerin oyunlarını görünce çok üzülüyordum, onların oynadığı çocuk oyunlarını izleyince çok ağlıyordum. Şimdi düşünüyorum da o duygu beni bugünlere getirdi. Hevesimi alamadım.
Sonra Güzel Sanatlar Lisesi’nde resim bölümünde okudum. Resim ve Tiyatro arasında hâlâ hep gidip gelirim ama ikisini de severek profesyonel olarak yapıyorum. Kişisel sergi açmak istiyorum. İçime sinen 40 tane tabloyu tamamladığım zaman sergimi açmak istiyorum.
Sanat terapisi eğitimi almak istiyorum. Konservatuvara hazırlık eğitimi de veriyorum. Gençlerin bakışı çok değişti. Önceden dizilerde oynayabilmek için tiyatrocu olmak lazımdı her şeyden önce. Tiyatro izleyicisi olmak çok özel bir şey oldu. Şimdi çok fazla dizi var ve gençler şimdi dizide oynamak için oyunculuk okumak istiyor hatta bazıları hangi okulda okuyayım diye değil de hangi ajansa gireyim diye bakıyor.
IRMAK ARICI
MUTLUYKEN ŞARKI YAZAMIYORUM ‘İlaç’ şarkısı, arkadaşımın bunalımda olduğu bir dönemde bana derdini anlatırken, benim Caddebostan’da bir kafede peçeteye yazdığım bir şarkıydı. Mutluyken şarkı yazılmıyor ben yazamıyorum. Hareketli şarkılar da yazamıyorum. Ben kendimi orada görmüyorum. Daha damar moral bozan şarkılar beni içine daha çok çekiyor.
Karakter olarak dertlerimi dışarıya atamadığım, hep içimde yaşadığım için onları yazmak bana iyi geliyor. Mutluluğumu gösteririm ama derdimi anlatamam. Derdimi de şarkılarımla anlatıyorum. Biraz melankolik yanım var.
Babam memur olmasına rağmen bize güzel bir hayat yaşattı. Ya özel okula gidebilirsin ya da sana arabam alırım dedi. Ben de arabayı seçtim tabi ki.
Erzurum çok soğuktu saçlarım donuyordu. Çok güzel bir yer, çok güzel arkadaşlıklar edindim ama bir İzmirli olarak bana uymadı orası.
Veteriner Hekimliği’ne girdim. Bu işi yapamayacağımı biliyordum ama bırakmadım. Babam da devam etmemi istedi zaten.
Ablam konservatuvar mezunudur. Babam saz çalar, benim çok müzikle alakam yoktu. Arkadaşım Şafak’ın desteğiyle bir şeyler yazıp söylemeye başladım. Okulda içine kapanık inek modundaki kızdım, Şafak bendeki gücü keşfetmemi sağladı. Ses için bir şey diyemem ama kalemime güveniyorum.
Gece Gibi Gönlüm şarkım hayatımı değiştirdi. Şarkının buralara geleceğini tahmin edemezdim. Ünlü olduğumu hissetmiyorum onu hissedeceğim bir hayat yaşamıyorum. Kendi kabuğumda bir yaşam sürüyorum.
Hayvanları çok seviyorum. Başında durabileceğimi düşünürsem klinik açmak çok isterim.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
17 Nisan 2025SPOR
17 Nisan 2025GÜNDEM
17 Nisan 2025SPOR
17 Nisan 2025SPOR
17 Nisan 2025GÜNDEM
17 Nisan 2025GÜNDEM
17 Nisan 2025